Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Final Soruları 2016 – 2017

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Final Soruları 2016 – 2017

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Final Soruları 2016 – 2017
Yayınlama: 22.02.2023
7
A+
A-

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Final Soruları 2016 – 2017

1- Anayasanın başlangıç (preamble) kısmının işlevi ve hukuki değerini anlatınız.

Bazı anayasalarda başlangıç kısmı yoktur ve doğrudan birinci maddeyle başlar. Örneğin 1920 Avusturya, 1953 Danimarka, 1876 Kanun-u Esasi, 1921, 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunları da bir başlangıç kısmına sahip değildir. Diğer yandan 1949 Alman, 1958 Fransız ve 1982 Türk Anayasaları ise başlangıç kısmına sahiptir.

Genel olarak edebi bir dille kaleme alınan başlangıç kısımları, anayasanın dayandığı temel felsefe ve ideolojiyi yansıtır. Başlangıçların hukuki değerine gelince;

Şayet bir anayasa başlangıç kısmının anayasa metnine dahail olmadığını öngörmüş ise haliyle bu satırlar bağlayıcı olmayacaktır. Tersine anayasa, başlangıç kısmının anayasa metnine dahil olduğunu belirtmiş ise bu kısımlar bağlayıcıdır. Örneğin 1982 AY 176/I’e göre anayasa kısmı metne dahildir ve bağlayıcıdır. Bazı anayasalarda bağlayıcılık hususunda bir hüküm bulunmaz. Bu  durumda da başlangıç kısmının bağlayıcı olmaması için bir sebeb yoktur. Başlangıçtaki ifadelerin belirsiz olması onların normatif karakterden mahrum olduğunu göstermez.

2-Normatif çeşme olarak anayasa ne demektir?

Anayasalar, yasama ve yürütme bölümlerinde kanun, KHK, tüzük, yönetmelik gibi düzenleyici işlemleri çıkarmaya yetkili organları ve bunların yapılış usullerini belirler. Diğer bir deyişle anayasalar, kendileri dışındaki hukuk kurallarının kimler tarafından nasıl yapılacağını göstererek onlara kaynaklık ederler. Anayasaların, ikincil nitelikteki kurallara kaynaklık etmesi nedeniyle onlara normatif çeşmeadı verilmiştir.

3-“Geleneksel” ve “modern anayasacılık” akımlarını anlatınız.

Anayasacılık akımının amacı devlet iktidarını sınırlandırmak ve vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini teminat altına almaktır. Bu amaca ulaşmak için  öngörülen araç ise kanunların üstünde yer alan, kanunlardan daha zor değiştirilebilen yazılı, katı ve üstün bir anaysanın hayata geçirilmesidir.

Bir kısım yazarlar yukarda açıklandığı şekliyle anayasacılığı “geleneksel anayasacılık” olarak adlandırıp bunun karşısına bir başka kavramı koyarlar. “Modern Anayasacılık” kavramına göre anayasanın üstünlüğünün sözde kalmaması için kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetiminin yapılması gerekir. Anayasaya aykırı kanunların anayasa mahkemesince iptal edilmesi, anayasaların bağlayıcılığı ve üstünlüğünü teminat altına alarak kişi hak ve özgürlükerinin tam olarak korunmasını temin edecektir.

4- “Monist doktrine göre uluslararası hukukun iç hukuka ve bu arada anayasaya üstünlüğü kabul edildiğinde, bu üstünlüğün sadece uluslararası hukuk bakımından olduğunun altı çizilmelidir.”

Yukarıdaki paragrafı göz önünde bulundurarak, “Uluslararası hukukun üstünlüğü prensibi, uluslararası hukuka aykırı iç hukuk normlarının iç geçerliliğini etkilemez” ifadesini anayasa hukuku bilgileri ışığında yorumlayınız.

Uluslar arası hukukun üstünlüğü prensibi uluslar arası hukuka aykırı iç hukuk normlarının iç geçerliliğini etkilemez. Uluslar arası yargı organları, uluslar arası hukuka aykırı iç hukuk normunu iptal etmemekte; ama sadece bu normun uluslar arası düzeyde ileri sürülemez (inopposable/dermeyan edilemez) olduğuna karar vermektedirler. Diğer bir ifadeyle,  uluslar arası hukuk normuna aykırı iç hukuk normunun müeyyidesi geçersizlik değil böyle bir normun uluslar arası düzeyde ileri sürülememesidir. Sonuçta uluslar arası hukuka aykırı iç hukuk normları uluslar arası düzeyde dermeyan edilemese de iç hukuk bakımından mevcut ve geçerli olmaya devam eder. Bu da bir normun iç geçerliliği ile dış geçerliliği arasında örtüşme olmadığını göstermektedir. O halde uluslar arası hukuk normuna aykırıdır diye bir anayasa normu iç hukukta kendiliğinden geçersiz hale gelmez. Sonuç olarak iç hukuk bakımından anayasa ile uluslara arası hukuk normları arasında hiyerarşi bulunmadığını söyleyebiliriz.

5-Yarı Başkanlık sistemini tanımlayınız. Yarı Başkanlık sisteminde yürütmenin yapısını ve   yasamanın güveni karşısında yürütmenin konumunu açıklayınız.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği parlamenter sisteme yarı-başkanlık sistemi denir.

Yürütme’nin Yapısı: Başkanlık sisteminde yürütme organı tek-başlıdır. Oysa yarı-başkanlık sisteminde yürütme organı “iki-başlıdır.” Bir tarafta cumhurbaşkanı diğer tarafta bakanlar kurulu bulunur. Bu yönüyle parlamenter sisteme benzer.

Yasamanın Güveni: Başkanlık sisteminde yürütme organı yasamanın güvenine dayanmaz. Oysa yarı başkanlık sisteminde yürütmenin bir kanadı olan hükümet (bakanlar kurulu) yasama organına karşı sorumludur. Bir diğer deyişle yasama organı hükümeti güvensizlik oyuyla görevden alabilir. Bu bakımdan yarı-başkanlık sistemi başkanlık sistemine değil parlamenter sisteme benzer.

Yürütme organının diğer kanadı olan Cumhurbaşkanı, yarı-başkanlık siteminde de parlamenter hükümet sistemlerinde de yasama organına karşı sorumlu değildir. Bir başka deyişle cumhurbaşkanı, yasama organı tarafından görevden alınamaz. Cumhurbaşkanının yasama organı karşısında sorumsuzluğu açısından yarı-başkanlık sistemi ile parlamenter hükümet sistemleri arasında fark yoktur. Türkiye 21.10.2007 tarihinde yapılan halkoylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliği ile yarı-başkanlık sistemine geçmiştir.

6-Emredici vekalet teorisini tanımlayıp özelliklerini ismen sıralayınız.

Teoriye göre milletvekili ile seçim çevresindeki seçmenler arasında bir nevi “vekalet sözleşmesi” yapıldığı varsayılır. Seçmenler, miletvekilini seçerek o milletvekilinin mecliste kendi nam ve hesaplarına hareket etme yetkisini vermektedirler. Milletvekilleri yetkilerini bu vekaletten alır. Aradaki ilişki hiyerarşik olup milletvekilleri, halkın hizmetkarı ve sözcüsü konumundadır. Özel hukuktaki vekalet sözleşmesine benzeyen ilişkinin özellikleri şunlardır:

  • Emir ve talimat verme yetkisi
  • Vekalet yetkisini aşma yasağı
  • Azil Yetkisi
  • Hesap verme zorunluluğu
  • Vekilin sorumluluğu ilkesi
  • Milletvekili maaşının seçmenler tarafından ödenmesi         

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.