Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Vize Soruları 2017 – 2018
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Vize Soruları 2017 – 2018

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Çıkmış Vize Soruları 2017 – 2018
1- Yazılı ve katı bir anayasa düzeninde anayasal teamülün hukuki değerini tartışın.
Anayasa hukukunun klasik teorisinde yazılı anayasa sisteminde teamülün hukuki değeri konusunda üçlü bir ayrım yapılır:
- Praeter constitutionem teamüller/Tamamlayıcı teamüller
- Secundum constitutionem teamüller/Yorumlayıcı teamüller
- Contra constitutionem teamüller/Anayasaya aykırı teamüller.
Birçok yazar, tamamlayıcı ve yorumlayıcı teamüllerin olabileceğini kabul ederken anayasaya aykırı teamüllerin olamayacağını, anayasaya aykırı tekrarlanan uygulamaların hukuki değerden yoksun olduğu görüşünde hemfikiridir. Kemal Gözler’e göre yazılı ve katı bir anayasa sisteminde anayasal değerde bir teamül olamaz. Zira böyle bir şeyin kabulü yazılı ve katı bir anayasanın teamüller yoluyla değiştirilebileceği anlamına gelir. Halbuki böyle bir düzende anayasa ancak ve ancak anayasanın öngördüğü usullerle değiştirilebilir. Teamül yoluyla anayasanın değiştirilebileceği kabul edilirse önce anayasanın değişikliği düzeneleyen hükümlerinin sonra da bütünüyle anayasanın bir anlamı kalmaz. Bir başka deyişle teamül kavramı yazılı ve katı bir anayasa ile bağdaşmaz.
2- Anayasal organların yetkisiz olması asıl, yetkili olmaları istisnadır yorum ilkesini açıklayınız.
Mecelle’nin dediği gibi sıfat-i arizede aslolan ademdir. Sıfat-ı arıza bir şeyde kendiğiliğinden bulunmayıp yani baştan mevcut olmayıp ona sonradan eklenen niteliktir. O halde bu niteliğin onda olup olmadığı konusunda tereddüt hasıl olursa o niteliğin olmadığı varsayılır. Anayasal organlar da kendiliğinden varolan organlar değildir. Bunlar daha sonra anayasa ya da kanunlarla kurularak yetkileri verilmiştir. Öyleyse bir anayasal organın yetkisi sıfat-ı arizedir bir başka deyişle sonradan verilmiştir. Sıfatı arizede aslolan adem olduğuna göre anayasal organların yetkisiz olmaları asıldır. Bu anayasal organların kendilerinden menkul kendilerinden kaynaklanan yetkileri olmadığı anlamına gelir. Yetkili olmaları ancak anayasa ile kendilerine açıkça yetki verilmiş olma şartına bağlıdır. Zaten anayasal yetkiler verilmiş yetkilerdir/attributed powers. Şayet bir anayasal organa anayasa açıkça bir yetki vermemişse o organ yetkisizdir.
Devletin bir organının bir yetkiye sahip olup olmadığı konusunda tereddüt hasıl olursa aslolan o şeyin olmaması olduğuna göre o organının o yetkiye sahip olmadığının kabulü gerekir. Yorum yoluyla yetki türetilemez. Çünkü yetkisiz olmak kural, yetkili olmak istisnadır genel kural yetkisiz olmak ise yorum yoluyla istisna üretilemeyeceğinden yetki devşirilemez.
3- Egemenlik (sovereignty) en üstün iktidar anlamındaki Latince superanus kelimesinden türetilmiştir. İç egemenlik açısından devlet iktidarının niteliklerini yazınız.
Egemen iktidarın başlıca nitelikleri şunlardır:
- a) Egemen iktidar asli bir iktidardır; Bir başka iktidardan türemediği gibi başka bir iktidar tarafından da kurulmamıştır.
- b) Egemen iktidar en üstün iktidardır (summa potestas): Bütün diğer iktidarların kendisine tabi olduğu ama kendisinin başka hiçbir iktidara tabi olmadığı iktidardır.
- c) Egemen iktidar sınırsızdır. Sınırlandırılmış bir iktidar egemen niteliğe sahip değildir.
- d) Egemen iktidar tek ve bölünmezdir. Yasama yürütme ve yargı gibi çeşitli yetkilere ayrılıyor ise de egemen iktidar bir bütün olup tecezzi etmez. Çünkü bir devlette birden fazla egemenlik olamaz.
- e) Egemenik devir ve ferağ edilemez. Devletin üç unsurundan biri olan egemenliğin devir ve ferağı devletin sonu demektir.
4- Halk egemenliği teorisi “temsili demokrasi” kurumlarıyla bağdaşmaz iddiası ne anlama gelir anlatınız.
Halk egemenliği teorisi “temsili demokrasi” kurumlarıyla bağdaşmaz iddiası şu anlama gelir: Halk egemenliği teorisi, “doğrudan demokrasi” ve “yarı-doğrudan demokrasi sistemlerini gerektirir. Zira halk egemenliği teorisine göre egemenlik halktadır ve başkasına devir ve ferağ edilemez. Ayrıca halk iradesi temsil de edilemez. Rousseau’ya göre “ milletvekilleri, milletin temsilcisi değildirler ve olamazlar. Olsa olsa geçici işlerin görevlileri olabilirler, Hiçbir kesin karara da varamazlar. Halkın onamadığı hiçbir yasa geçerli değildir, yasa sayılmaz. Görüldüğü gibi halk egemenliği teorisi, temsili demokrasiyi reddeder, onun yerine doğrudan demokrasiyi veya hiç olmazsa yarı doğrudan demokrasiyi savunur. Diğer yandan bu teoriye göre her vatandaş egemenliğin bir parçasına sahip olduğuna göre egemenliğin doğrudan doğruya kullanımına bir engel yoktur. O halde “halkoylaması,” “halk teşebbüsü,” “halk vetosu” gibi yarı doğrudan demokrasi araçları halk egemenliği teorisi ile uyuşmaktadır.
5- Bilindiği gibi tüm federal devletler çift meclise sahiptir. Federal devletlerin yasama organını oluşturan çift meclislere hâkim olan ilkeleri anlatınız.
Federe devletlerin federal yasama organına devlet olarak katılması, federal yasama organlarının çift meclisli olmalarına yol açmıştır. Çift meclislik ise diğer iki ilkeyle bütünleşmiştir:
Eşit Yetki: Federe devletlerin, federal yasama organında temsili federe devletlerin ikinci meclislerde devlet olarak temsili ile sağlanır. İkinci meclis gerçekten önemli yetkilere sahip olmalıdır. Özellikle kanunların yapılmasında ikinci meclis de birinci meclisin yetkileriyle aynı ya da ona yakın yetkilerle donanmış olmalıdır. Aksi takdirde federe devletlerin federal yasama organına katılması göstermelik olur. Bu durum ise federe devletlerin federal yasama organına katılmasıyla bağdaşmaz. İşte bu sebeple federal devletlerin eşit iki meclislilik sistemi görülmektedir. Yani bir ve ikinci meclislerin yetkileri birbirine eşit veya yakındır.
İkinci Mecliste Eşit Temsil: Federe devletlerin eşitliği ilkesi uygulamada federe devletlerin yasama organında eşit temsili sonucunu doğurmuştur. Federal yasama organında birinci meclisler halkı temsil ettiğine göre burada federe devletlerin seçmen sayıları eşit olmadıkça eşit temsil söz konusu değildir. Eşit temsil ikinci mecliste temin edilecektir. Federe devletler arasında nüfus, toprak büyüklüğü ve ekonomik farklar ne kadar büyük olursa olsun ikinci mecliste eşit olarak temsil edilecektir. Aksi olsaydı nüfusu fazla olan federe devletlerin diğerlerine kendi isteklerini empoze etmelerinin yolu açılmış olurdu. Örneğin ABD’de her eyalet senatoda iki senatörle temsil edilir. Bu nedenle nüfusu 33.000.000 olan Kaliforniya ile 600.000 olan Alaska’nın temsilci sayıları eşittir.