Gizli El Özet
Gizli El Özet
Gizli El Özet
Şeref, 24 yaşında bir delikanlıdır. Mezun olduktan sonra Gemlik’te maliye memuru olarak göreve başlar. Ancak bu monoton yaşam onu sıkmaya başladığı için yaşamını değiştirmek istiyordur.
Çok büyük hedefleri olan Şeref, memuriyetin kendisine istediklerini kazandırmayacağını bildiği için sıkıntılı bir dönemden geçiyorken emekli bir askeri doktor olan Doktor Cemil Bey ile tanışır ve Doktor Cemil Bey de Şeref’i eski bir saray paşası olan Aziz Bey ile tanıştırır.
Aziz Bey ile tanışmaya muvaffak olan Şeref’in hayatı değişmeye başlar. Kısacası Şeref’in, Aziz Bey ile tanışması hayatının dönüm noktası olur.
Aziz Bey, çiftlik sahibi olmasına rağmen işlerle alakadar olmayan, keyfe keder bir yaşam süren 65 yaşlarında bir beydir. Aziz Bey’in Seniha adında bir kızı ve Adnan adında bir oğlu vardır. Seniha, Fransız mektebinde okumuş, kültürlü, sade bir yaşam tarzını benimsemiş, temiz bir genç hanımdır.
Şeref, Seniha’nın kardeşi Adnan’a ders vermeye başlar ve bir müddet sonra eve gelip gitmesinin neticesinde Seniha ile Şeref aşık olurlar. Ancak Şeref, birbirlerinden farklı yaşam tarzlarına sahip oldukları düşüncesiyle iş için tayini çıktığı bahanesini öne sürerek Seniha’dan uzaklaşmaya çalışır. Bu ayrılık süreci içerisinde trafik kazası geçirir ve gözlerini açtığında Doktor Cemil Bey’in evinde olduğunu fark eder. Doktor, Şeref’in cebinde Seniha’nın fotoğrafını bulur ve babası Aziz Bey’e giderek gençlerin evlenmeleri konusunu açar. Bu isteği kabul görür ve Şeref ile Seniha evlenirler.
İki genç balayı için İstanbul’a giderler. Bir müddet orada kalan çift Aziz Bey’den aldıkları bir mektup üzerine Gemlik’e geri dönerler.
Aziz Bey’in kumar tutkusu yüzünden çiftlikte işlerin bozulduğunu ve borcu olduğunu öğrenen Şeref, duruma el koyar ve işlerin başına geçer. Bu esnada 1. Dünya Savaşı başlar ve Şeref askere çağrılır.
Şeref, askerlik yaptığı sıralarda Miralay Murat Bey ile tanışır ve onun sayesinde kurye olarak çalışmak üzere yurt dışına gönderilir. Ancak yapılan iş maalesef onu doğru yoldan ayırır. Şeref gün geçtikçe zenginleşir. Kazandıkça hırslanır.
Hırslandıkça daha çok kazanmak için çalışır. Bir kısır döngüye girmiştir adeta…
Zengin olduktan sonra memlekete dönen Şeref, karısı Seniha ile birlikte İstanbul’a taşınır.
Ancak yaptığı yasadışı işler neticesinde yoldan çıkar ve bir de eğlence hayatına dalar. Gözü hiçbir şey görmüyordur. Elbette ki bu durum Seniha ile aralarının açılmasına ve bir de hapse düşmesine neden olur. İki ay kadar bir süre hapis hayatı yaşayan Şeref, para cezası ödeyerek hapisten çıkar.
Hapisten çıktığında onu karşılamaya karısı Seniha ve kayınpederi Aziz Bey gelir. Şeref onlarla barışır ve aradaki buzlar erir.
Gizli El Kitap Açıklaması
Gizli El, Reşat Nuri Güntekin’in ilk olarak 1920 yılında yayımlanan romanı. Kitap Türk edebiyatının klasikleri arasında gösterilir. İlk olarak 1920’de Dersaadet Gazetesi’nde yayımlanmaya başladı. Romanda devlet adamlarına sataşıldığı gerekçesiyle sansür edildi ve gazetede yayımlanması durduruldu. Reşat Nuri de yapıtında değişiklik yapmak zorunda kaldı.
Gizli El yayınlandığında, Reşat Nuri yazdığı önsözde değişiklikleri açıkladı. Yönetim mekanizmasını eleştirmek istemiş ama sansürün baskısı karşısında romanın özünü aile ve geçim sıkıntıları sorunlarına kaydırmak zorunda kalmıştır.
Gizli El Değerlendirme Özeti
Romanın kahramanı, kişiliği henüz tam olarak olgunlaşmamış olan Şeref Bey’dir. Bu nedenle, iyi insanlarla beraberken iyi, kötü insanlarla beraberken kötü davranışlar sergiler. Romana ismini veren “gizli el”, Şeref Bey’in kişiliğindeki bu zayıflığı fark ederek, onu kullanmaya başlar. Sonunda Şeref Bey’i kullananlara bir şey olmaz ama Şeref artık bir sabıkalıdır.
Şeref Bey’in bu psikolojik kusurunun romanın kurgusuna çok önemli bir etkisi vardır. Yazar, Şeref Bey’in kişiliğini, emekli bir askeri doktor olan arkadaşının ağzından şöyle anlatır: “O kendini büyük sanan, oyuncak bir çocuktur. Ona acımak ve sevmek lazımdır. Sen ise küçük yaşından beri çok büyüksün. Ona ana olacak kadar büyük.”
Romanda olaylar, Şeref Bey’in Gemlik’e maliye memuru olarak tayin edilmesi ile başlar. Şeref Bey bir yandan bu görevini sürdürmeye devam ederken, bir yandan da, emekli olduktan sonra Gemlik’teki çiftliğine yerleşmiş olan Aziz Paşa’nın kızına Türkçe dersleri vermeye başlar. Aziz Paşa’nın kızı Seniha, annesini küçük yaşta kaybettiği için evin hem hanımı hem de kızı olarak yetişmiştir. Bu yüzden erken yaşta olgunlaşmış, anlayışlı, davranışlarında ağırbaşlı, ev işlerinde becerikli bir kızdır. Şeref Bey’in kolay etkilenen kişiliği, Seniha’ya aşık olmasına sebep olur ve evlenirler.
1. Dünya Savaşı çıkınca, Şeref Bey askere alınır. Aziz Paşa, nüfuzundan yararlanarak, damadını Bursa’da cephe gerisinde bir göreve tayin ettirir. Şeref Bey’in zayıf kişiliği burada hemen dikkat çeker ve yazarın sansür yüzünden anlatamadığı gizli eller onu askeri kurye olarak sık sık Viyana’ya göndermeye başlar. Bu gidiş gelişlerinde yine aynı gizli eller Şeref Bey’e İstanbul’da sevgililer bulur ve gece hayatına alıştırırlar. Şeref Bey, artık Seniha’yı ve evini unutmuştur. Ancak bir süre sonra yaptığı yolsuzluklar anlaşılır, bunun üzerine suçüstü yakalanarak, tutuklanır. Cezaevinde bütün yaptıklarını düşünme fırsatı bulur, çok pişmandır. Fakat ne evine ne Seniha’ya dönecek yüzü yoktur. Seniha ise, büyük bir olgunluk göstererek Şeref Bey’i affeder ve birlikte Gemlik’e dönerler.
Gizli El Kısa Özet
Romanın başkişisi Şerefin geçmişe dönerek beş yıl öncesini hayal etmesiyle roman başlar. Memur olan Şeref, bu yaşamdan sıkılmıştır. Eski bir saray paşası olan Aziz Paşa ile tanışması hayatının dönüm noktası olur. Şeref, Aziz Paşa’nın kızı Seniha’ya âşık olur. Ancak dünyalarının ayrı olduğunu düşünen Şeref tayini çıktığı gerekçesiyle Aziz Paşa ve kızından uzaklaşmak ister. Bu ayrılık süresinde trafik kazası geçirir. Gözlerini doktorunun evinde açar. Doktor Şerefin cebinde Seniha’nın fotoğraflarını bulur ve Seniha’yla evlenmeleri için kızın babası Aziz Bey’e konuyu açar. Seniha ve Eşref evlenir. Aziz Bey’in çiftlikte işleri bozulmaya başlar. Şeref işlerin başına geçer. I. Dünya Savaşı başlamıştır. Kurye olarak yurt dışına giden Şeref atıldığı işlerde başarılı olarak zengin olmaya başlamıştır. Savaş yılları sırasında zengin olan Şeref İstanbul’un eğlence hayatına dalar. Karısı ve Aziz Efendi’yle de ilgilenmez. Sonra karıştığı işler yüzünden hapse düşen Şeref, hapis çıkışı karısı ve Aziz Efendi tarafından karşılanır ve onlarla tekrar barışır.
Gizli El Uzun Özet
Romanın kahramanı olan Şeref, afyon meselesini konuşmak için umum müdürünün yanına gitmiş, oradan çıktıktan sonra karısı Seniha ile buluşmuştur. Seniha ile biraz sohbet eden Şeref, geçmişi anımsayarak beş yıl öncesine gider. “Beş sene evvel gene böyle bir ilkbahar günüydü. Bu kapının dışındaki koridorda, süzgün çehreli, mahcup ve korkak bir çocuk dolaşıyordu. ” (s.9)
“Seniha’yı yatmağa gönderdim. Kendim, yarına yetişmesi mutlaka lazım gelen bir hesap işini bahane ederek çalışma odama indim. Muhakkak ki şimdi bu saatte hesapla uğraşıyorum masamın başında… Fakat eski hayatımın hesabıyla.” (s. 14)
Şeref beş yıl öncesini hatırlayarak okuldan mezun olduğu ve babasını kaybettiği günleri anımsamıştır. Şeref, o yıl Gemlik‘te maliye memuru olarak işe başlamış ama çok büyük hedefleri ve planları olduğu için başladığı bu memuriyet hayatının onu bu hedeflerine ulaştırmayacağını bildiğinden memuriyet hayatından sıkılmaya başlamıştır.
“Kış aylarında çok sıkıldım; fakat bahar, şöyle böyle avuttu. Akşam işlerimi bitirince, şehirden kaçıyor, geç vakitlere kadar bahçeler arasında, kırlarda dolaşıyordum” (s.17-18)
Şeref, bu şekildeki duygular içinde günlerini geçiriyorken emekli bir askerî doktor olan Doktor Cemil ile tanışır. Doktor Cemil onu eski bir saray paşası olan Narlı çiftliğinin sahibi olan Aziz Paşa ile tanıştırmıştır.
Aziz Paşa‘nın Seniha ve Adnan adında iki çocuğu vardır. Aziz Paşa ile dostluk kuran Şeref, Aziz Paşa’nın oğlu, Adnan‘a özel ders vermeye de başlamıştır. Aziz Paşa’nın kızı Seniha, Fransız Kolejini bitirmiş eğitimli bir kızdır. Aziz Paşa’nın oğlu Adnan’a ders veren Şeref bir müddet sonra Aziz Paşa’nın kızı Seniha’ya da Türkçe dersleri vermeye başlamıştır. Fakat bu özel dersler sırasında Aziz Paşa‘nın kızı Seniha ile Şeref arasında gönül ilişkisi başlar.
Bir gün Adnan ile Seniha, İstanbul‘daki bir yakınlarının düğününe katılmak için giderler. Fakat Seniha ve Adnan, İstanbul’dan birkaç akrabaları ile geri Gemlik’e dönmüşler, Aziz Paşa da konağında bu yakınları için her gece bir eğlence düzenlemeye başlamıştır. Bu eğlenceler Gemlik halkı tarafından yadırgandığı ve dedikodu malzemesi yapıldığı için Şeref’i rahatsız eder. Üstelik Seniha’nın akrabaları ile kadınlı erkekli eğlenmelerini kıskanmakta Seniha hakkında çıkan söylentiler de onu çok üzmektedir.
Hatta bu eğlenceler Şeref ile Seniha arasındaki kültürle ve maddi farkları da ortaya çıkarmış, Şeref bu nedenle Seniha’nın daha üst bir sınıfın insanı olduğunu fark etmiştir. Aziz Paşa’nın akrabalarından olan Nevnihal Hanım, Genç süvari zabiti, eski bir şehbender olan Nusret Bey, eski bir istinaf mahkemesi reisi gibi insanlara bakarak onların dünyasından farklı bir dünyada yaşadığını anlar. Şeref, bir gece Aziz Paşalarda bir akşam yemeğine Çağrılır.”
O kadar ki ertesi gün beni çiftliğe çağırdıkları zaman ne aldığım beş, on kuruş para, ne başka bir şey için değil, sırf orasını ağaç tepelerinden gözetleyenlerin yaptığını yapmak, içimdeki iğrenç merakı tatmin etmek için gittim. ” (s.60)
Bu yemekte Seniha’yı boş yere suçladığını hatta boş yere de kıskandığını anlar. Ama ayrı dünyaların insanları olması sebebi ile bir daha Çiftliğe gitmek istemeyen Şeref, Aziz Paşa‘ya tayinini çıktığı bahanesini uydurarak ayrılır. Şeref , Seniha’nın ayrı bir sınıfın insanı olduğunu fark ederek umutsuzluğa kapılır.
“Bütün azaplarım, ümitle ümitsizliğin boğuşmasından ileri gelen bütün buhranların bu meseleyi halledinceye kadardı. Şimdi artık ne o taraftan, ne bu taraftan olmadığımı, iki arada, hatta bütün sınıflar arasında yapayalnız bir adam olduğumu görüyor ve buna üzülüyorum. ” (s.76)
Fakat eve giderken Şeref bir kaza geçirip yaralanır. Şerefi yaralı olarak bulanlar onu Doktora getirirler. Doktor, Şeref‘i tedavi ederken Şeref’in cüzdanındaki Seniha’nın resmini görmüş ve onun Seniha’ya âşık olduğunu anlamıştır. Bunun üzerine doktor, giderek bu durumu Aziz Paşa ile paylaşır. Bu aşamadan sonra Doktor araya girerek, Şeref ile Seniha’nın evlenmesini de temin eder. Seniha ile evlenen Şeref karısı Seniha ile balayını geçirmek üzere İstanbul’a giderler. Seniha ve Şeref bir müddet orada kalırlar ama Aziz Paşa‘dan aldıkları mektup üzerine tekrar Gemlik‘e dönerler.
“Mesut muyuz ? – Elbette mesuduz. – Daha sonra… – Daha sonra ne olacak ?Mesuduz işte. ” Oh ne âlâ, ne âlâ!” (s. 115)
Seniha ile evlendikten sonra istediğini elde ettiği halde Şeref bir boşluğa düşmüştür. Önemli işler yapmak ve başarmak hırsı yeniden onu rahatsız etmeye başlamıştır. Üstelik kumar tutkunu olan Aziz Paşa git gide batmaktadır. Hatta Aziz Paşa oldukça borçlanmış çiftliği dahi işletemez hale düşmüştür. Bunun üzerine Şeref, hem çiftliğin işlerini düzeltmek, hem de Aziz Paşa‘nın borçlarını ödeyebilmek için bir süre uğraşır. Ancak 1. Dünya Savaşı başlamış, Şeref de askere çağrılmıştır.
“Saray-Bosna’da Prençip diye bir serseri oğlan, Avusturya Veliahtı François Ferdinand’ı öldürmüş… Sonra tafsilatı uzun uzun okudu. ” (s.90)
Fakat gizli bir el Şeref’in ön cephede değil cephe gerisinde bir göreve gelmesini sağlamıştır. Bu nedenle cepheyi görmeyen Şeref, Bursa Ahz-ı Asker Şubesinde yazıcı neferi olarak askerlik hizmetini yapmaya başlamıştır. Bursa‘da asker iken bir ara Doktor Cemil de onu görmek için yanına gelmiştir. Doktor Cemil onu Miralay Murat Bey adında biriyle tanıştırır. Miralay Murat Bey’in sayesinde kurye olarak Viyana‘ya gönderilir.
“Peri sarayının kapıları durmadan hemen hemen kendiliğinden açılıyor, bunları açan elleri yine görmemekte devam etmekle beraber, kendim de gitgide onları kurcalamakta bir nevi meleke kazanmakta olduğumu anlıyordum” (s.109)
Savaş bitmiş, gizli bir elin yardımı ile Şeref, “Yardım Teşkilatı”‖ adı altında bir takım işler yapmaya başlamıştır. Hatta vagon ticareti yaparak yavaş yavaş zengin olur. Zengin olduktan sonra Seniha’yı da alarak İstanbul’a taşınır. Hatta işleri olduğu bahanesi ile karısını kandırarak gece hayatına da başlar. Bir takım yasadışı işlere de bulaşmış gece hayatı ve içkili toplantılarından bunalan Seniha da İstanbul’dan ayrılarak babası Aziz Paşa’nın Narlı Çiftliğine dönmüştür.
Şeref ve arkadaşları İstanbul‘un en lüks hayatını yaşamaya ama bir takım da yasadışı işleri yapmaya devam etmektedirler Bu nedenle Seniha ile de arası açılan Şeref hapse de düşmüştür. İki ay sonra ağır bir para cezası ile hapisten çıkan Şeref’i , Seniha ve Aziz Paşa karşılamışlar ve hep birlikte Narlı Çiftliğine dönmüşlerdir.
Gizli El Okur Özeti
Şeref, Afyon meselesini konuşmak üzere müdürün yanına gitmişti. Doktor arkadaşıyla da orda tanışmıştı. Nasıl bir adam olduğunu da çözememişti aslında. Onun sayesinde de Aziz paşa ile tanışmıştı. Oğluna haftada birkaç defa ders verecekti. Paşa Şeref’i sevmişti. Onu çiftliğe götürüyordu ara sıra. Bir de kızı Seniha vardı. Hoşlanmaya başlamıştı Seniha’dan. Ama nasıl olacaktı bu? Bir paşanın kızıyla evlenebilir miydi? Olacak şey değildi. Aziz paşa onu arada kendi eğlendikleri yere götürüyordu. Şeref’in alışık olmadığı yerlerdi. Gizemli bir dünyaydı adeta. Kumar oynayanlar, içki içenler bunları Şeref gibiler yapsa şüphesiz ayıplanırdı. Ama yüksek mevkide zengin kişilere ses çıkmıyordu. Neden sonra Aziz paşa Şeref’in kızıyla evlenmesini istemişti. Seniha da seviyordu Şeref’i. Evlendiler sonunda. Şeref’ de Aziz paşa sayesinde yüksek makamlara gelmişti. Şeref’ de alışmak zorundaydı o gizemli dünyaya. İş güç nedeniyle unutmuşlardı Seniha ile birbirlerini. Artık ilk günkü aşkları yoktu. Seniha Şeref’in onu aldattığı haberini duyunca büyü bozulmuştu aslında. Ama anladılar ki seviyorlardı hala birbirlerini. Ve söz verdiler bundan sonra birbirlerini bırakmayacaklardı…
Gizli El Kişi Kadrosu
Şeref: Romanın başkişisi olan Şeref memurdur. Âşık olduğu Seniha ile evlenen Şeref, hırslı bir kişidir. Zengin olma sevdası vardır.
Seniha: Fransız Mektebi’nde okumuş olan çok kültürlü bir bayandır. Sade bir hayatı olan ve sade yaşamı tercih eden temiz bir insandır.
Doktor Cemil: Şerefin hayatında önemli bir yere sahiptir. Şerefin Aziz Paşa ailesi ile tanışmasına, Şerefin Seniha ile evlenmesine yardımcı olur.
Aziz Paşa: Altmış beş yaşlarında olan Aziz Paşa, çiftlik işleri ile fazla ilgilenmeyen hayattan zevk almaya çalışan bir karakterdir.
Gizli El Arka Kapak
Gizli El; Reşat Nuri Güntekin’in, ‘Cemil Nimet’ takma adıyla, ‘Dersaadet’ gazetesinde (1920) tefrika edilen ilk romanlarından biridir. Gizemli bir dünyanın dile getirildiği bu eserde, bir yazarın düş gücünün sözcüklerine nasıl başarıyla yansıdığını görebilirsiniz. Reşat Nuri Güntekin 1889’da İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini Çanakkale’de yaptı. Çanakkale İdadisi’nde, Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) ve İzmir’de bir Fransız okulunda okudu. 1912’de Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. 1916-1919 arasında İstanbul’da Vefa ve Erenköy liselerinde öğretmenlik yaptı. 1931’e kadar çeşitli liselerde Türkçe, Fransızca, Edebiyat, Felsefe ve Pedagoji dersleri verdi. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi oldu, 1939’a kadar Anadolu’yu dolaştı. 1939-43 arasında Çanakkale milletvekili, 1950’de Paris’te Kültür Ataşesi ve Türkiye’nin Unesco temsilcisiydi. 1954’te emekli oldu, İstanbul Şehir Tiyatroları Edebi Kurul üyeliğine seçildi. 1956 Aralık’ında, tedavi için gittiği Londra’da kanserden öldü.
Gizli El Yorumları
Reşat Nuri’nin birçok eserini okudum fakat okuduklarım arasında tek beğenmediğim kitabıydı diyebilirim. Belki bu birazda ilk eseri olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Konusu itibariyle hiç ilgimi çekmedi ve bitirmek için zorladım kendimi.
Hayat zannettiğimizden çok başka bir şey….
Kitabın ana konusu en başlarda net iken gayet akıcı bir konusu vardı, sonlarına doğru amacından sapmışcasına karmaşıklaşmaya başladı ve kendimce saçma bulduğum bir sonla bitti.
Kitapta dil kökeni farklı çok sayıda kelime bulunuyor ve bu sizi oldukça yavaşlatıyor. Ayrıca en arkada ki sözlükte oldukça eksik kelimeler mevcut daha kapsamlı ve net olabilirdi.
Gizli el, o zamana kadar tiyatro metinleri yazan yazarın, arkadaşının ısrarları sonucunda yazdığı ilk romanı. O dönemki skandallarla alakalı geçen kelimeler ve hükümeti hedef alan satırlar sansürlendiğinden türlü bahanelerle; devlet adamı ve vurguncudan bahseden kurgu, romantik bir hikayeye dönüşmüş. Kitap, yazarın bu açıklamasıyla başlıyor ve memuriyet hayatı yaşayan baş karakterimize savaş başladığında gizli işleri halletmesi için dokunan bir gizli el ile devam ediyor. Kendisi de aslında kime ve neye hizmet ettiğini bilmeden uzunca bir süre onlara çalışıyor ama asıl ‘gizli el’in eşini koruyan bir kadının eli olduğu söyleniyor. Biraz masumiyet biraz kasaba hayatı biraz savaş ve entrika akıcı bir şekilde bu kısa kitapta toplanıyor.
Lise çağlarından itibaren okunabilir sanırım ama bolca eski kelime olduğunu ( kitabın arkasına bunun için mini sözlük eklemişler) belirtmeliyim.
Oldukça güzel bir roman daha. Şeref adında bir genç okulu bitirdikten sonra rica minnet Gemlik’te bir memuriyet bulur. Burada bir doktorla ve onun vasıtasıyla çiftlik sahibi Aziz Paşa ile tanışır. Paşanın çocukları olan Adnan ve Seniha’ya özel ders verecektir ve bu da ona ek gelir olacaktır. Sonradan Seniha’yı sever ve bir tesadüf sonucu evlenir. Çok mutludur ancak birinci dünya savaşı çıkar. Askere yazılır. Orada Murat diye biri ile tanışır ve halkın zararına ama kendi yararına işlere girer. Çok zengin olur ama Seniha ile arası bozulmaktadır? Acaba para ve şöhret için mutluluğunu feda edecek midir? Yoksa mutlu son mu olacaktır? Oldukça sürükleyici bir roman.
Reşat Nuri Güntekin’in ilk kitabı o kadar çok sansüre uğramış ki yazar bununla ilgili bir ön söz yazıp sitem etmeden duramamış. bildiğimiz tarzın başlangıcı, dönemin koşullarının aşk sosuna bulanmak zorunda kalmış, satır aralarında yakalanabilen gerçekliği.
Dönemin şartlarına göre düşünüldüğünde edebi ve anlam değeri yüksek bir kitap.
Bana göre Reşat Nuri’nin en zayıf eseri. Zaten yazarın önsözünde belirttiği gibi kitap sansüre uğramış ve bazı değişikliklere gidilmiş. Bir hiciv romanıyken aşk romanına dönmüş. Sıradan bir roman.
Reşat Nuri Güntekin – Gizli El Özet
Kitabın Yazarı: Reşat Nuri Güntekin
Kitap Türü: Yerli Romanlar
Yayınevi: İnkılap Kitapevi
Yayınlandığı Yıl: 1924
Sayfa Sayısı: 142
ISBN: 9789751000095