Mahfuz Kitap Özeti
Mahfuz Kitap Özeti

Mahfuz Kitap Özeti
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” Sunum / Takdim
Bu kitabın projelendirildiği ilk günü dün gibi hatırlıyorum. Sevgili Eray projeyi ilk anlattığında “Ben hiçbir şey anlamadım, haydi hayırlısı” diyerek gülmüştüm. Çünkü bu kitap ve devamını projelendirirken hayatımızda ne pandemi, ne küreselleşme ne de kaos planları vardı. Kimimiz sezerek anlayanlardan iken kimimiz hayatı öngörerek ve daima zamanı gelecekte yaşar. Bu tutum Eray’ın yeni değil, alışılagelmiş normalidir.
İşte bu çalışma aynı sezgilerle muhteşem bir gelecek okuması ve kitlesel terapi sunarken sevgili Eray da tam olarak durumlan önceden okuyabilen, öngörü ve sezilcrine güvendiğim, cesaretiyle gerçekleri ortaya koyabilme vatanseverliğine sahip, ileri görüşlü, değişik bir adamdır. Onun satırlarıyla müthiş zihin sarayında gezinmek, her an birleştirdiği anlam ve sonuçlara şahit olmak benim için paha biçilemez bir deneyimdir. Bugünün Psikosanat’ı, kitaplar ve ben dahil tüm ekip, onun zihin sarayından yıllar önce filizlenen bir fikirle başlamıştır.
Başlarda tespitlerinin ve yaşanmadan önce iyileştirmeyi amaçlayan çalışmalarının bu kadar etkili olabileceğine inanamazken, bugün hastalıkların duygusal sebeplerinden geçmişin travmalarına kadar birçok konuda insanlara umut olabiliyoruz. Çalışmalar yıllar sürse de sonuç ise hep “işte budur” dedirtiyor. Onun cesareti ile öngörülerinin birleşimi olan ileri görüşlülüğü bizi daima bir adım öteye taşırken, şimdi de ülkeyi, kitleleri ve belki de kaosun yönünü tayin edecek bir gücü temsil ediyor bile olabilir.
Kapalı kapılar ardında ve sadece seans odalarında görüp konuşulabilecek ağır gerçekleri, vatansever bir duyguyla ve çokça risk alarak dile getirmek, toplumsal bir şifanın altın anahtarı neden olmasın? Esas sorunumuz bile bu değil mi? Bu çıkış ve niyetten hepimizin alması gereken ilhamlar olmalıdır.
Bu kitap için aklında tasarladığı tüm kurguları ve yepyeni kavramları satırlara dökmesine şahit olup hayranlıkla olacakları ben de öğrenirken, dünyada da eş zamanlı ağır sonuçlarını görmemiz ne yazık ki çok sürmüyor. Bu çalışma, zihinlerin uyanışının toplumlann şifasında ne kadar önemli bir ihtiyaç olduğunu herkese bir kez daha gösterecek bir gücü de içinde taşıyor. Neden uyuyor, korkuyor, adım atamıyor ve nerede hata yapıyoruz sorulan bir bir cevap buluyor.
Vatanımız ve sevdiklerimiz için, yola çıkmaya cesaretiniz yok ise usulca kenara koyun ve bildiğiniz yoldan hayatınıza devam edin. Ancak elinize aldığınızda bilin ki dünden gelen bir geleceğin kayıplarıyla, gelecekte olmanız gereken sizin inşasını da sahiplenmiş olacaksınız. Bilin ki kaybolmaya yüz tutmuş tüm umutlar için sağlam bir ihtimaliniz daha olmuş olacak.
Sizi size anlatırken neden uyanamadığınızı, neden duymadığınızı ancak neden duymanız gerektiğini silkeleyerek öğretecek bu kitap. Yaşamı, anlamayı, anlayamadıklarınizı, sizin size olan engellerinizi, alışkanlıklannızı, vazgeçemediklerinizi ve ne yazık ki vazgeçerken kaybettiklerinizi bir uzmanın gözünden belki de son kez göreceksiniz.
Bu eser içinden geçtiğimiz kaos günlerinin arka yüzlerini gösteren hayati bilgileri kelimelerle dans ederek gözler önüne seriyor. Sen bu çalışmayla ayağa kalktığında giden herşeyi koruyabilir hale gelmiş olurken, yazarımız ikinci büyük dozu da duyurmuş olacak. Bu bir süreç ve her şey için esas şimdi geç olmadan, lütfen uyan!
Bu satırları yazarken fark ediyorum ki bu kitap aslında bireysel bir seans kadar toplumsal bir kitle terapisini de ruhunda içeriyor. Hem de tüm kültürel, manevi ve cesur değerlerini de yeniden hatırlatarak. Kitlesel bir terapi mi? Bu nasıl mümkün? İnanın benim okurken fark ettiğim bu bilgiyle nasıl mümkün olduğunu siz de okuduğunuzda anlayacak ve her şeye hazır olacaksınız. Gerçekten buna çok ihtiyacımız var. Tüm milletimiz adına kendini ortaya koyup bu sorumluluğu alması, bizi koruyup kenara çekmesi, niyeti, cesareti ve azmi için yürekten teşekkür ediyorum. Tüm insanlığa Şifa olması dileğiyle.
Zeynep Dizmen
Uzman Klinik Psikolog ve Psikoterapist
Aile Danışmanı / Psikoloji ve Sağlık Bilimi İnsanı
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” Önsöz
Şüphesiz biz merkez olarak önceki kitaplarının devam serilerini düşünüp yazarken, konunun küresel bir kaos gündemine bu kadar erken dönüşeceğini hiç beklemiyorduk. Ancak dünya hiç olmadığı kadar tehlikeli, akıl ve yalan dolu bir savaşın içerisine sinsice çekildiğinde işler değişti ve biz de bütün algımızı önce vatan savunması, sonra da savunmasız insanların zihinleri üzerinden girişilen bir kıyıma karşı sağlam bir hamleye odakladık.
Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı bir dünyada günlük rutinlerimize devam edip olup biteni görmezden gelemezdik. Bu yüzden bu kaosta üstümüze düşen sorumluluğu alıp, toplumları ve insanlığı tehdit eden her ayrıntıyı inceleyip gereğini yapmak için işe koyulduk.
Tehlike olarak gördüğümüz her konunun üstüne giderken uzmanlıklarımızdan veya herhangi bir güçten değil, vatansever bir duruş ile taşıdığımız bu toprakların kanından ilham aldık.
Bütün bu kaoslar başlayana kadarki süreçte Psikolojik Danışmanlık merkezimizde araştırmalarla sadece var olan ruhsal rahatsızlıklara değil, problem henüz insanlann başına gelmeden önce “neler yapılabilir”e de çalışıyorduk. Resmi bir kuruma dönüştüğümüz ilk yıllarda kitaplarımıza sorduğumuz ilk soru daha çok psikosomatik hastalıklar üzerineydi. O yüzden ilk kitabın adı Hastalıkların Duygusal Sebepleri’ydi. Duygusal sorunlardan kaynaklı hastalıkların sonuçları konusunda bir bela yaşanmadan önce çözüm olabileceği için heyecan verici bir çalışmaydı. Aldığımız eğitimlerle birlikte çok derin dehlizlerle karşılaştık ve kendimizi de bu şekilde donattık. Hastalıkların Duygusal Sebepleri, uyguladığınuz psikolojik destek yöntemleriyle eş zamanlı uygulandığında kişilerde gözle görülür bir iyileşme oluyordu ve bu bizi son derece heyecanlandımuştı. Çünkü ruh sağlığında düzelme olan kişiler, psikosomatik nedenlerle bir hastalığa yakalanmış ise en basit ihtimalle, o duygusal mesele ortadan kalktığında fiziki iyileşmeye dolaylı yönden fayda sağlamaya başlıyordu.
Devamındaki kitabımız Geçmişin Travmalarından Kurtulmak ile geçmişe yani geçmişin travmalarına savaş açmıştık. Çıkış noktası geçmişten gelen travmalar olsa da geçmişin geleceğini işaret ediyordu ve neyi yaşamayınca o problemin ortaya çıkmayacağını da net bir biçimde ortaya koyabiliyorduk. Bunları bilmek, travmatik anıların sonuçlarını ortadan kaldırmada da bizleri çok güçlü kılıyordu. Bu iki kitabın sorusu üçüncü seriyi yani geleceğin geçmiş travmalarına yoğunlaşmayı gercktirse de geldiğimiz noktada çok daha tehlikeli bir canavar arada bir yerde maskesini takmış, tek gözünü dikmiş bize bakıyordu. Buradaki sorun gizli ve zor olması değil, maskelerle donatılmış olmasıydı.
Bu maskenin gizli yüzlerini ortaya çıkarmaya girişmek birçok riskle birlikte tehlikeli bir girdaba girmek anlamına geliyordu. Şeytan insanlığa olanca gücüyle saldırırken dünyayı okumak, ayrıntıları bulup çıkarmak ve zihinsel bu savaşta bir düşünür olarak cephede olmak hiç bu kadar önem arzetmemişti. Ancak bu topraklar konu her ne olursa olsun korkmayı emretmiyordu. Biz de kolları sıvadık ve tüm sevdiklerimizden uzakta, dağ başında bir eve kapanıp bir yıla yakın bir süre bu çalışmalar için, ülkemiz için, geleceğimiz ve sizler için çalıştık. İstesek Aile Dizimlerine devam eder, bireysel seanslar alır, toplumun o anki sorunları üzerinden yayınlar yapar ve ciddi yatırımlar da yapabilirdik. Ancak bu kolay olandı ve korkaklık gerektirirdi. Tabii ki bunu yapmadık. Birilerinin emriyle kapanmalar, açılmalar ve kontrol edilmeler bize göre değildi ve biz de durmadık. Bizi eve kapatmalarını beklemedik. Madem dünyayı kapatıp açma niyetindeler, biz de kendimizi dağ başında bu konuya kapattık. Bu çalışma esnasında tüm dünyadaki yangınları gördük, sellere ve afetlere şahit olduk, ekonominin bütün takvimle bağlantılı yıkımlarına şahit olduk. Ancak sabrettik. Azimle ve duayla bu işe koyulduk ve sonuçlarıyla size geri döndük. Çok şükür.
Bu çalışma tamamlandığında dozu o kadar fazla oldu kişi eline aldığında neyle karşı karşıya olduğuna tam kapılmadan okuyup uyanabilsin diye, bu kadarlık kısmını Mahfuz olarak isimlendirdik. Çünkü psikolojik örüntüler, toplumsal girdaplar ve gerçeklik üzerindeki yıkım ve savaşın inançlar yok edecek boyutlarını sonraki çalışmaya bıraktık.
Kitabın ana konsepti önceki çalışmalarımızla geleceği okuyup önceden çözüm üretme noktasında aynı prensibe dayansa da toplumsal olarak çok daha büyük bir gücü içinde barındırır oldu. Çünkü bu kan sadece spesifik bir hastalığa düşen insanlara değil, denize düşüp yılana sarıldık diyen, neye inanacağımızı şaşırdık diyen herkese umut niteliği taşıyordu. Tehlikesi de asıl buradaydı. Bu kadar büyük hedefleri karşımıza alırken arada bir yerde durup, tek gözünü dikip bize bakan canavar bizim de ona baktığımız, fark etti. Sadece bizim değil inanan bir avuç azınlık da olsa daha ne gözlerle karşılaşacak. Biz maskesini zorlayıp yerinden çektikçe farklı sesler çıkaracak, yeri gelecek kaçacak delik arayacak. Savunmasız insanların üstüne hayırsever maskeleriyle yaklaşmalarına müsaade etmeyip, ne için doğduysak onun için yaşadığımız hem kendimize hem de onlara gösterene kadar bu konunun üstüne gideceğiz. Neden mi biz dili kullandım? O “biz” ben ve birlikte çalıştığımız uzmanlar değil.
O biz hepimiziz. O biz bu vatan.
O bize ve tüm insanlığa umut olma duasıyla.
Haydi başlayalım.
Eray HACIOSMANOĞLU
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” Arka Kapak
Ey Âdemoğlu! O elma zehirli, hâlâ anlamadın mı?
Bunca kaos ortamı, yangınlar, hastalıklar, iflaslar, ölümler, depremler, seller, afetler ve açlık seni neye hazırlamak için?
Bizlerden neyi saklıyorlar? Aklının kontrolünü kaybeden herkes “neye inanacağımızı şaşırdık” diyerek denize düştü ve yılana sarıldı. Oysa zehir şifaydı, plan ise yılan.
Yalan da yılandı ve o da şeytana aitti.
Bir şeyi anlamayıp inkâr ettiğinizde o şeyin esaretinden de kurtulamazsınız. O yüzden başımıza gelen her şeyin olanlara bir bahane olabileceğini önce bir anla ve başla.
Oku!
Susma, durma, hakkını ara, inan, niyet et, dua et, çalış, irade göster, harekete geç, anla ve uyan!
Artık ismimi değiştirmek için çok geç. Geri dönmek için de öyle.
Nerede ne ne yapıyorum, neciyim…
Hiçbir şey için geriye dönüş yok. Senin için de öyle! Bizi yok etmek için her şeyi yapacaklar. Madem bu dünya ve bu vatan bizim, o zaman onlara nasıl savaşılacağını gösterelim!
Gül, dalga geç, alaya al, inanma ama silkelen!
Sen uyursan savunmasız insanlar mahsun olur, aileler yıkılır, tabiat bozulur, ölümler artar, hastalıklar boyut değiştirir. Yangınlar çoğalır, iklimler bozulur, deprem ve tsunamiler her şeyi alır götürür. İnsanlık susuz kalır, aç kalır, köle olur ve şeytanın elinde yok olur gider!
Sen uyursan, her şey mahfuz kalır!
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” Hazırlayanlar ve Emeği Geçenler
Yazar : Eray HACIOSMANOĞLU
Hayykitap Genel Yayın Yönetmeni: Rauf Baysal
Yayın Direktörü: Handan Akdemir
Editör: Arzu Aygen
Redaksiyon: Belgin Sunal
Kapak ve Sayfa Tasarımı: Eray Hacıosmanoğlu
ISBN: 978-625-7479-61-5
1. Baskı. İstanbul. Şubat 2022
Baskı: YıkılmazIar Basım Yay. Prom. ve Kağıt San. Tic. Ltd. Şti.
15 Temmuz Mah. Gülbahar Cad. No: 62/B
Güneşli – İstanbul
Sertifika No: 45464
Tel: 0212 630 64 73
Hayykitap
Zeytinoğlu Cad. Şehit Erdoğan İban Sk.
No: 36 Akatlar, Beşiktaş 34335 İstanbul
Tel: 0212 352 00 50 Faks: 0212 352 00 51
Mahfuz Yazarı Eray Hacıosmanoğlu Hakkında
İlk üniversitesi Beykent Ünv. Grafik Tasarımıdır. Sonrasında Anadolu Ünv. İktisat Fakültesi Uluslar Arası bölümünü bitirmek üzereyken bırakıp Atatürk Ünv. Sosyoloji Lisans eğitimine başlamış ve bitirmek üzeredir. Türkiye’nin en önemli reklam ajanslarında Sanat Yönetmenliği yaparak marka oluşturma, iletişim dili ve tasarım ve uygulama süreçlerinde ustalaştı. Bir Medya kuruluşunda Genel Kültür Dergisi başta olmak üzere bir çok kurumun başında 6 yıl sanat yönetmenliği yaparak, Yayınevi, Genel Kültür Radyosu gibi tüm kültürel alanlarda çalışmalar, içerikler, dergiler ve kitaplar hazırladı. Kültürel birikiminin en önemli adımını bu çalışma yılları oluşturdu. Aynı zamanda uzun yıllar kendi ajansında Yönetmenlik yaparak klipler, reklam ve tanıtım filmleri çekti. Eray, Psikosanat markası adında T.C. Özel Psikosanat Aile ve Psikolojik Danışma Merkezinin kurucusu ve yöneticisidir. Hastalıkların Duygusal Sebepleri ve Geçmişin Travmalarından Kurtulmak adında iki kitabın da yazarıdır. Aynı zamanda Aile Dizimi Uzmanıdır.
Mindfulness Akademi Hocalarından uzun süreli Eğitmenlik eğitimi alarak Mindfulness Eğitmeni olmuştur. Başkent Ünv. Aknet Akademi’den Evlilik ve Çift Danışmanlığı eğitimiyle birlikte Yaşam Koçu eğitimi almıştır.
Eray aynı zamanda dünyaca ünlü Svagito Liebermeister adında Alman terapistten Aile Dizimi eğitimi almaktadır. Svagito, Terapi ile meditasyonu birleştirmiş, Aile Diziminin mucidi Bert Hellinger’in ritüelinden feyz alarak geliştirdiği yöntemlerin bugün en başarılı uygulayıcısı olarak anılmaktadır. Bununla birlikte Doktor ve Aile Dizimi Terapisti Dr. Ayçe Tamer’den 3 yıl boyunca uygulamalı Aile Dizimi eğitimi almış ve halen birlikte açılım yapmaya devam etmektedir.
Eray şuanda psikoloji alanıyla ilgili yeni kitaplar yazıyor, uzmanlarıyla araştırmalar yapıyor, seminerler, atölyeler ve eğitimler düzenleyerek çalışmalarına devam ediyor.
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” İçindekiler
1- BÜYÜK SIFIRLAMA BAŞLADI!
Neye inanacağını seç!
‘Büyük Sıfırlama’ başladı
Matrix uyanırken halk uyutuluyor
Halklar fırtınalara karşı savunmasız kaldı
Paniğe kapılma ve anla!
Kurtarılmayı bekleyen akıllar
Sisteme karşı insanın beceriksizliği
Benden olmayan benden değildir’ diyenlere sitem
Bugün salgın yarın küresel ısınma
Anla sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
2- ÇAĞ DEĞİŞİMİNDE ALIŞKANLIK DENKLEMİ
Gelişimine hizmet etmeyen her döngüden kurtul
Ömrünle değil anladığınla sınırlı bir hayat
Pavlov’un köpeğinden öğreneceklerimiz
Güvenli bağlanma ve bilinçli koparılma
‘Yeni normal’ planlı bir alışkanlık savaşıdır
Salgın,iklim krizleri ve alışkanlık
Alıştırıldığın kaosun kölesi yerine efendisi olmak
3- “HİÇBİRŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
Her sunum bir yalan maske ve gizli bir niyetile gelir
Şeytan ayrıntılarda gizlidir
İblisin maskeleri
Köklerinle gurur duy!
Tehlike, kutsal topraklarına sahip çık!
Köklerin kim olduğunu belirler
Dünya Ekonomik Forumu kimdir?
Dünya Ekonomik Forumu’ndan önemli saptamalar
Bu oluşumların kötü yönüne dikkat çekenler
Donald Trump: “Gelecek küreselcilerin değil vatanseverlerindir”
Dünya Ekonomik Forumuile Rockefeller Vakfı bağlantısı
İblis hangi maskeleri kullanır?
4- GEÇMİŞTEN GELEN KAOSLAR
Firavun’u Musa’ya üstün hissettiren fark
Bela nasıl geliyorum demişti?
Bilinen bir salgının gizli ayrıntıları
Küresel bir dünyanın ayak sesleri
Teknolojiye odaklanma sebepleri
Nikola Teslaile kaybolan notlar ve iklim kaynaklı kıyamet silahları
Teknoloji çağı ve gizli niyetleri
“Araçlara erişimi az veya hiç olmayan?”
Bill ve Melinda Gates Vakfı ve Tarım Bakanlığı
Bill ve Melinda Gates Vakfı ve Dünya Sağlık Örgütü
Bill Gates 2010: “İklim değişikliği bu insanları mahvedecek”
Bill Gates: “Önümüzdeki 10 yılda 10 milyon insanı savaştan çok virüs öldürecek”
5- DÜNYAYI BEKLEYEN KAOSLAR
Sanayi Devrimi ile insan ve düşünceleri gözetim altında
Dünya Ekonomik Forumu ve 8 maddelik 2030 Tsunami Takvimi
“Hiçbir şeyin sahibi olmayacaksınız ve mutlu olacaksınız.
“ABD, dünyanın süper gücü olmayacak.
“Organ bağışı beklerken ölmeyeceksiniz.
“Daha az et yiyeceksiniz.
“İklim değişikliğiyle 1 milyar insan yerinden olacak.
“Kirleticilerin karbondioksit için ödeme yapmaları gerekecek.
“Mars’a gitmek için hazırlanabilirsiniz.
“Batılı değerler kırılma noktasına gelene kadar test edilecek.
6- YALAN ŞEYTANA AİTTİR
Akıl çalan çiplerini anlamak
Küreselşer odaklarının gizli çipleri
Yenilgimize sebep yerli ve milli çipler
Ekranlar yalan söyleyerek seni ele geçirir
Şüpheler giderilinceye kadar herkes biraz suçludur
Hani dün gelecek bizimdi?
Tanrıcılık ve gerçek mafya mizahı
Bu odaklar neden kötülüğü temsil ediyor?
Şeytanın niyeti: “Onların tümünü azdıracağım”
Allah’ın vaadi: “elinde hiç bir güç olmayacak”
7- YOLDAYIZ, GELİYOR MUSUN?
Esas virüs kişisel güçsüzlük inancıdır
Bence diyebilmekle başla
Oku, çalış ve hesap sor!
Allah onları senin elinle cezalandırmakister
Vatan mı sağolsun, sen mi?
Kurtarıcı tuzağına düşüp mucize bekleme
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” Yorumları
Oldukça iyi tasarlanmış bir kitap dili sade akıcı. Konuya ilgi duyan arkadaşların sıkılmadan okuyacağı bir kitap. Konu ne? Derseniz yıllardır komplo teorisi diye “küçümsediğiniz” konuları irdeliyor ve okudukça da diyorsunuz ki aaaa evet bunlar hep oldu. Bişeylerin adına komplo teorisi diyerek küçümseme ya da yok sayma sadece bizim değil tüm insanlığın problemi bence. Bu mantıkla okursanız seveceğinizi düşünüyorum. Kitap zaman zaman kendini tekrar ediyor gibi görünse de altını çizmek adına bunun yapıldığını düşünüyorum devam kitaplarını da bekliyorum. Uyanış şart!
Belki kendim gibi düşünen birinin kaleminden döküldüğü için birşekilde yorum yapiyorum ama her boyuttan bu döneme bakmayı ve sorgulamayı ve arka plandan görebilmeyi sağlayan bir yazı olmuş emeğinize sağlık Eray Bey.
Günümüzde dönen oyunlardan haberdar olabilmek için okunacak mükemmel bir kitap. Şimdi uyanma zaman.
Kesinlikle okunmalı.. Eray Hacıosmanoğlundan bir uyanış çağrısı gerçekten… Uyumayan uyumak istemeyen herkes okumalı. Uyanmazsak gidişat kötü.. okuyun okuyun…
Mutlaka okunmalı. Hele bu kadar derin bir uykuda iken insanlık.
Mahfuz ”Bir Uyanış Çağrısı” Kısa Özet
BÜYÜK SIFIRLANMA BAŞLADI
“kitabın hangi elinden verilsin?”
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla!
Onlar, ille de kendilerine meleklerin ya da bizzat Rabbinin gelmesini veyahut da Rabbinden birtakım işaretlerin gelmesini mi bekliyorlar? Ancak bilsinler ki, Rabbinden birtakım işaretlerin geleceği günde inanmak, daha önceden inanmamış ya da inancında bir hayır kazanmamış kimseye bir yarar sağlamaz. De ki: O halde bekleyin! Kuşkusuz biz de beklemekteyiz.”
(En’âm 158)
İnsanlık tarihinin belki de en önemli ve en tehlikeli zamanlarına girdik.
“Büyük sıfırlanma” ile adeta zoraki bir kıyamet girişimine tanıklık ediyoruz. Neye inanacağını seçmenin hayati sonuçlarının olacağı bu savaşta tarafını doğru seçmek, mecazi anlamda kitabın hangi elinden verileceğini belirler.
Yukarıdaki ayetten de anlıyoruz ki, yanlış yola inanan sonradan doğrusunu görse de kurtulmaz. Birtakım işaretlerle karşılaştıktan sonra inanmaksa, iş işten geçmiş anlamına gelir. O yüzden, her ne yapıyorsan ve neye tutunuyorsan, en başından yolunu doğru seç ki kitabının hangi eline verileceği belli olsun. Dünya daha da yok olmadan önce anla ki, hiçbir şey mahfuz kalmasın. Mahfuz kalmak yok olanın değil, var olanın korunması ve saklı kalmasıdır. Olmuş ve olacak olan her şeyin yazılı olduğu o kitap Levh-i Mahfuz ise, saklı kalan da mahfuzdur. Bilmek aklın işiyse, inanmak kalbe aittir. Kalp ise akıldan üstündür. O yüzden sen secdede iken kalp yukarıda, beyin ise aşağıdadır. Büyükler bu ayrıma akl-ı selim, Kur’an ise “kalb-i selim” der. Sen kalbini hisset ve aklına mukayyet ol. Yeni bir döneme girildi ve geriye dönüş yok!
Neye inanacağını seç!
Yeni bir yüzyılın içinde olduğumuz bu zamanlarda gelişen dünya ile birlikte artık yeni bir çağdan da söz edilmeye başlandı. Bazıları adına “Singularity”, bazıları da “4. Sanayi Devrimi” dedi, ancak kimse gerçekte neye sürüklendiğimizi söylemedi. Son doğal insan nesli için kararlar alınmış, planlar çoktan yapılmıştı. Şeytan yine devredeydi ve bu yüzden devrim, kaosla başladı. Evet, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”tı ve olan her şeye alışman için, adına da “yeni normal” dendi. “Büyük Sıfırlama” dedikleri bu dönüşümün karşısında insan, tarihin en büyük sınavına itildi. Aklının kontrolünü kaybeden herkes “neye inanacağımızı şaşırdık” diyerek denize düştü ve yılana sarıldı. Oysa zehir şifaydı, plan ise yılan. Yalan da yılandı ve aslında o da şeytana aitti.
George Soros (BM Genel Sekreteri) : Beklenmeyen bir kaos Büyük Sıfırlanmanın önünü açacaktır. Karşı çıkanların belki de sınırları değişecektir. Şubat 1999
Klaus Schwab (Dünya Ekonomik Forumu Başkanı) : Eski düzene dönmek imkansız. Dünyada herşey sıfırlanmalı. Kasım 2020
Prens Charles (Galler Prensi) : İnsanlık tarihin bundan daha önemli bir döneminde olamazdı. Yeşil Dönüşüm bize sıfırlanma için görülmemiş fırsatlar sundu. Kasım 2020
Justin Trudeau (Kanada Başbakanı) : Pandemi, sıfırlanma için bir fırsat. Ekim 2020
Papa Francis : Özel mülkiyet her koşulda mutlak hak değildir. Ekim 2020
George Biden (ABD Başkanı) : Yeniden daha iyi yapılanma. Kasım 2020
Christine Lagarde (Avrupa Merkez Bankası Başkanı, IMF Eski Başkanı) : Istırap dolu bir 7 yıldan sonra 7 yıl güçleneceğiz. Ocak 2014
Kristalina Georgieva (IMF-Uluslararası Para Fonu Başkanı) : Ölenler için en iyi anıt, daha akıllı bir dünya inşa etmektir. Haziran 2020
Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı) : Hiçbir şey eski düzene dönmeyecektir, dönemeyecektir. Mayıs 2020
Tony Blair (Eski İngiltere Başbakanı) : Şimdiden hazırlanmalıyız. Eylül 2020